Bu hafta masamda iki ekran açık. Birinde haber kanallarında kırmızı alt yazılarla geçen “İran-İsrail gerilimi” ve “ABD ve İngiltere’den savaş hazırlığı” gibi kan donduran başlıklar var. Diğerinde ise kripto paralar Bu iki ekran arasındaki zıtlık içinde bulunduğumuz dünyanın ne kadar tuhaf bir yere dönüştüğü gerçeğini hepimize hatırlatıyor. Bir yanda savaş davulları çalarken diğer yanda kripto paralar sessiz bir güçle yerinde duruyor.
Bitcoin ETF’lere giriş oldu
Yıllar önce Bitcoin’e ilk yatırım yaptığımda hayalini kurduğum ama gerçekleşmesini asla istemediğim bir senaryo bu aslında. Hep anlatılırdı: “Bir gün sistemler sarsıldığında ve hükümetlere ve merkez bankalarına güven kalmadığında, insanlar merkeziyetsiz, kimsenin kontrol edemediği bir sığınağa ihtiyaç duyacak.” İşte o gün, sanki kapımızı çalıyor gibi. Bu sefer bu sığınağa koşanlar sadece bizim gibi teknoloji meraklıları değil. Bu defa koşanlar dünyanın en büyük para yöneticileri.

Çarşamba günü gelen o rakam aslında bu teorinin artık bir hayal olmadığını kanıtladı: SoSoValue verilerine göre spot Bitcoin ETF’lerine tek günde 389 milyon dolarlık net giriş oldu. Bu paranın aslan payı yani 278 milyon doları Wall Street’in devi BlackRock’tan geldi. Düşünsenize, bir yanda füzelerden ve askeri müdahalelerden bahsediliyor. Diğer yanda takım elbiseli, milyar dolarları yöneten adamlar “bu ortamda en güvenli yerlerden biri Bitcoin” diyerek devasa alımlar yapıyor.
Kurallar basit ve Bitcoin bir ortak artık
Yüzyıllardır kural basitti: Savaş çıkınca altına koşulur. Altın, kralların, imparatorlukların ve hükümetlerin yıkılışına tanıklık etmiş en eski güvenli liman. Şimdi görüyorum ki, altının yanına sessizce yeni bir ortak gelmiş. Aynı anda hem altın hem de Bitcoin fiyatının güçlenmesi tesadüf değil. Aslında yaşadıklarımız büyük paranın, fiziksel ve dijital dünyadaki “devlet dışı” varlıklara nasıl sığındığının en net resmi.
Resmin en ilginç detayı ise piyasadaki oyuncu profilinin değişmesi. Zincir üstü verilere bakıyorum ve görüyorum ki, kısa vadeli yatırımcılar yani piyasanın turistleri, ilk top sesinde bavullarını toplayıp kaçmışlar. Onların payı %15’lere kadar gerilemiş. Ama uzun vadeli yatırımcılar yani bu işin sadece bir spekülasyon aracı değil, bir devrim olduğuna inananlar pozisyonlarını milim oynatmıyor. Peki hangi anlama mı geliyor? Kuşkusuz zayıf ellerin elenip, sağlam ellerin kaldığı bir piyasa demek bu. Bu durum Bitcoin’in temellerini her zamankinden daha güçlü kılıyor.
Artık Bitcoin‘e baktığımda sadece yükselen veya düşen bir fiyattan fazlasını görüyorum. Jeopolitik bir satranç tahtasında, kralların ve piyonların arasında kendine yer bulan, tahmin edilmesi zor ama görmezden gelinmesi imkansız yeni bir oyuncu görüyorum. Dünya ne kadar belirsizleşirse bu oyuncunun rolü o kadar önemli hale geliyor. Aslında bütün bunlar hem korkutucu hem de inanılmaz derecede heyecan verici.