Franklin Templeton’un kripto para ekibi 3 Temmuz 2025 tarihinde yaptıkları açıklamada son zamanlarda çok popüler olan şirketlerin kasalarında kripto para tutma modasının parlak görüntüsünün ardındaki o kırılgan tarafı gözler önüne serdi. Hani o Bitcoin, Ethereum ve Solana gibi kripto paraları bilançolarına ekleyen halka açık şirketler var ya işte onlar kısa vadede hissedarların ilgisini çekerek piyasa değerlerini şişiriyorlar. Ne var ki bu cazip senaryonun içinde bir bit yeniği var. Eğer piyasa değeri, net aktif değer oranının altına düşerse yeni hisse ihracı mevcut ortakların payını seyreltme riski taşıyor. Hele bir de kripto para fiyatları düşerse bu etki domino taşları gibi büyüyebiliyor.
İşler yolunda gittiğinde
İşler yolunda gittiğinde her şey harika görünüyor. Yükselen fiyatlar portföyün değerini büyütürken şirketin hisse performansını da yukarı çekiyor. Bu da şirketin daha avantajlı koşullarla hisse, dönüştürülebilir tahvil ya da imtiyazlı pay satarak kolayca yeni kaynak bulmasını sağlıyor. Analistlere göre tam bu noktada kazandıkça kazan psikolojisi devreye giriyor.

Gelen taze sermaye yeniden kripto para almak için kullanıldıkça bu pozitif döngü güçleniyor, yatırımcı akışı hızlanıyor ve şirketin piyasa değeri istikrarlı bir şekilde genişliyor. Tabii bu yolda farklı finansman yöntemleri kullanılıyor. Kimi kısa vadeli tahvillerle riski dengelerken, kimi doğrudan hisse ihracıyla ilerliyor. Farklı getiri-risk profilleri olsa da hepsinin amacı aynı. O da kripto para sepetini büyütmek. Franklin Templeton’ın altını çizdiği gibi piyasa yukarı giderken bu pozitif döngünün lokomotifi aslında yatırımcı güveni oluyor. Güven arttıkça sermaye girişi de hızlanıyor.
Bitcoin’de rüzgar tersine dönerse
Fakat rüzgar tersine döndüğünde tablo bir anda kararıyor. Kripto para fiyatları düştüğünde, bilançodaki portföy eriyor. Piyasa değeri geriliyor ve o kritik oran 1’in altına sarkınca yeni hisse satışı artık bir çözüm olmaktan çıkıyor. Likidite sıkıştığında ise yönetim elindeki Bitcoin’i satmak zorunda kalabilir. Böyle bir satış baskısı da fiyatları daha da aşağı çeker. İşte o an, kendini besleyen bir kısır döngü doğar.
Peki bu sarmaldan çıkış yolu yok mu? Franklin Templeton bu tehlikeli spirali kırmak için üç savunma stratejisi öneriyor. Onlar da Şeffaf bir bilgi akışıyla piyasa değerini net varlıkların üzerinde tutmak, sürekli değer yaratan bir alım-satım disiplini oluşturmak ve piyasadaki dalgalanmalara karşı bir nakit tamponu bulundurmak şeklinde. Analistler ayrıca zarar etme korkusunun toptan bir satış dalgası getirmesi halinde, kripto para cephesindeki sarsıntının kurumsal hisselere ikinci bir dalga olarak yansıyabileceğine de dikkat çekiyor.