Robinhood’dan yine ilginç bir haber var. Geçen hafta Avrupa’da ABD şirketlerinin hisselerini temsil eden token’ları satacağını açıklamıştı. İşte o günden beri AB’nin finans denetçileriyle arası pek bir sıkı fıkı olmuş. Şirket, OpenAI ve SpaceX gibi henüz halka açık olmayan şirketlerin token’larını piyasaya süreceğini duyurunca ortalık biraz karıştı. Hatta OpenAI bile çıktı “bu dijital token’lar size gerçek mülkiyet hakkı vermez. Dikkatli olun” diye bir uyarı patlattı. Bu da tabii yeni ürünle ilgili soru işaretleri doğurdu. Şimdi Robinhood’un CEO’su Vlad Tenev de çıkmış “Litvanya Bankası dahil herkesten gelen sorulara net cevaplar veriyoruz. Bu işin bu kadar titizlikle denetlenmesinden memnunuz” diye bir açıklama yapmış.
Yeni modelde ne var?
Geliştirdikleri yeni modelde halka açık olmayan bu şirketlerin hisse odaklı token’larının değerini belirlemek için Robinhood kendi iç yöntemlerini kullanıyormuş. Ama şu an için OpenAI ve SpaceX gibi devlerin token’ları alınıp satılamıyor sadece “bakın böyle bir şey var” diye bilgilendirme amaçlı dağıtılmış durumda. Avrupa’daki merkez bankaları da bu dijital menkul kıymetlerin yasal olarak ne anlama geldiği ve yatırımcıyı nasıl koruyacağı hakkında daha fazla detay istiyorlar haliyle.

Robinhood’un gözü yükseklerde tabii. Bu işi sadece Avrupa’yla sınırlı tutmak istemiyor. CEO Tenev, “bu ürün yalnızca AB piyasasıyla kalmayacak. ABD ve Birleşik Krallık’ta da gerekli izinleri alırsak, tokenize hisse ticaretini orada da başlatacağız” diyor. Hatta ABD’de bu iş için özel bir yasa bile gerekmeyebilir. SEC bu alanı yönlendirebilir diye düşünüyorlar.
Robinhood hamlesi ne anlama geliyor?
Bu tokenize edilmiş menkul kıymetler yatırımcılara temettü, hisse bölünmesi gibi klasik avantajların yanı sıra anında takas, şeffaflık ve verimlilik gibi güzellikler de sunuyor. Bu piyasada bugüne kadar lider Ethereum. Haziran 2025 itibarıyla 7,5 milyar dolarlık varlığı barındırıyor ve pazarın %59’unu oluşturuyormuş. Ama Solana ve Aptos gibi yeni nesil Blockchain’ler de hızlarıyla ve ölçeklenebilirlikleriyle pastadan pay kapmaya başlamış. Solana 351 milyon, Aptos ise BlackRock’un BUIDL fonuyla birlikte 349 milyon dolarlık hacme ulaşmış bile.
Bu alanda kurumsal rekabet de fena kızışıyor. Sadece BlackRock veya Franklin Templeton gibi devler değil, bankacılık ve özel kredi pazarındaki aktörler de bu işe büyük ilgi gösteriyor. Özellikle özel kredi ve ABD Hazine bonosu tabanlı tokenize işlemler piyasayı en çok sürükleyen alanlar olarak öne çıkıyor.
Piyasanın gerçek büyüklüğü ve ne kadar şeffaf olduğu halen biraz tartışmalı. Avrupa’daki denetleyici kurumların bu yeni modeli, yatırımcı haklarını ve piyasa istikrarını nasıl etkileyeceğini detaylıca sorgulaması iyi bir şey. Bu sayede sürecin şeffaf ilerlemesi sağlanacak. Özellikle, tokenize edilen varlıkların gerçek hisseyi temsil etmediği durumlarda yatırımcıların bu konuda net bir şekilde bilgilendirilmesi hayati önem taşıyor.