Ripple, finansal teknoloji çözümleri sunan bir şirkettir; XRP ise bu şirketin altyapısı üzerinde işlem gören bağımsız bir kripto paradır. Ripple Labs de resmi sitesinde Ripple’ın bir teknoloji şirketi, XRP’nin ise ayrı bir dijital varlık olduğunu vurgular. Ripple, elindeki yüksek miktarda XRP’ye rağmen varlık veya teknolojisi üzerinde kontrolü olmadığını belirterek token’ın merkeziyetsizliğie vurgu yapar. Böylece XRP’nin piyasa değeri Ripple’ın başarısına doğrudan bağlı değildir.
Ripple ve XRP farkına ilişkin hukuki durum
Ripple Labs ile ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) arasındaki dava Aralık 2020’de başladı. SEC, XRP tokenının kayıtsız menkul kıymet olduğunu iddia etti. Davada Chris Larsen ve Jed McCaleb gibi kurucu isimler de yargılandı. 2023 Temmuz ayında New York’ta görülen davada hâkim Analisa Torres, halka açık borsalarda satılan XRP’nin menkul kıymet niteliği taşımadığına hükmederek Ripple’a kısmi bir zafer kazandırdı. Ancak hâkim, Ripple’ın kurumsal yatırımcılara doğrudan sattığı XRP’lerin menkul kıymet yasalarını ihlal ettiğini belirledi ve Ağustos 2024’te şirketin yaklaşık 125 milyon dolar ceza ödemesine karar verdi. Bu ceza, Ripple tarafından temyiz sürecine kadar bir yedekte (escrow) tutuldu. A
SEC Mart 2025’te temyizden çekildiğini duyurarak Temmuz 2023 kararını dolaylı olarak kabul etmiş oldu. Ripple ise karşı temyiz sürecini sürdürdü. Mayıs 2025’te iki taraf, 125 milyon dolarlık cezadan 50 milyon doların SEC’de kalıp kalan yaklaşık 75 milyon doların Ripple’a iadesini öngören bir uzlaşma teklifi sundu. Ancak mahkeme süreci devam ediyor: Örneğin 8 Mayıs 2025’te hâkim Lisa Torres, bu önerinin teknik koşullarını yetersiz bularak reddetti. SEC komisyon üyelerinden bazıları ise böyle bir uzlaşmayı “piyasa düzenini tehlikeye atan” bir adım olarak eleştirdi.
Bu gelişmeler XRP’nin fiyatı ve likiditesi üzerinde büyük dalgalanmalara yol açtı. SEC davası açıklanınca birçok ABD merkezli kripto para borsası XRP’yi geçici olarak delist etti ve bu dönemde XRP fiyatında sert düşüşler görüldü. Temmuz 2023 kararının ardından bazı platformlar XRP’yi yeniden listeledi.
XRP’nin teknolojik yapısı
RippleNet ve XRP Ledger (XRPL), Ripple ekosisteminin iki temel bileşenidir. RippleNet, bankalar ve ödeme sağlayıcıları arasında API aracılığıyla hızlı sınır ötesi ödemeler gerçekleştirmeyi amaçlayan merkeziyetsiz bir ağdır. Bu ağ; xCurrent, xVia, xRapid/ODL gibi ürünlerden oluşur ve yapılan ödemelerin hepsi XRP Ledger üzerinde kaydedilir. Yani RippleNet, XRP blok zincirinin gücünden yararlanan bir ürün paketi olup kendisi bağımsız bir blockchain olarak çalışmaz. XRP Ledger teknolojisinin baş mimarı Ripple’ın CTO’su David Schwartz‘tır.
XRP Ledger (XRPL) ise gerçek bir dağıtık defterdir ve işlemleri saniyeler içinde kesin olarak sonuçlandırır. Temel özellikleri şunlardır:
- Yüksek hız: Yaklaşık 1500 işlem/saniye hızında çalışır ve bir transfer 3–4 saniye içinde tamamlanır.
- Konsensüs mekanizması: Ripple’a özgü bir algoritma (Ripple Protocol Consensus Algorithm) ile bağımsız doğrulayıcılar 3–5 saniyede işlemler üzerinde anlaşır.
- Enerji verimliliği: Bitcoin gibi enerji yoğun “proof-of-work” yerine hafif bir mekanizma kullandığı için çok daha az enerji tüketir.
- Düşük maliyet ve şeffaflık: İşlem ücretleri çoğunlukla birkaç kuruştur, tüm veriler herkese açık defterde kayıtlıdır.
- ODL: XRP, On-Demand Liquidity servisi sayesinde farklı para birimleri arasında anlık dönüşüm sağlar; bankalar başka ülkelere önceden hesap fonlamadan ödeme yapabilir.
Bu teknik altyapı, işlemleri geleneksel yöntemlere kıyasla çok daha hızlı, ucuz ve güvenli hale getirir. RippleNet’in ODL hizmeti sayesinde özellikle gelişmekte olan piyasalarda transfer süreçleri iyileştirilir ve maliyetler %40–60 azalabilir.
Ripple ve XRP’nin kullanım alanları
Ripple ve XRP, kurumsal ödemeler ve havaleler için çeşitli uygulama alanları bulmaktadır. On-Demand Liquidity (ODL) özelliği ile XRP, işlemlerde likidite köprüsü olarak kullanılır. ABD’deki bir kurum USD/EUR/JPY ile gönderim yapmak istediğinde bu fiat’ları önce XRP’ye çevirir, alıcı ülkede XRP saniyeler içinde alıcının yerel para birimine dönüştürülür. Bu süreç sayesinde alıcı ülkede önceden hesap fonlamaya gerek kalmaz ve işlem maliyetleri ciddi oranda düşer. Örneğin MoneyGram, ABD–Meksika havalelerinin %10’unu Ripple’nin ODL platformu üzerinden gerçekleştirerek XRP’yi likidite aracı olarak kullanmaktadır.
- Banka ve finans kurumları: Santander (İspanya) One Pay FX uygulamasında xCurrent ile saniyeler içinde sınır ötesi ödeme hizmeti sunuyor. PNC Bank (ABD) xCurrent platformunu kullanarak gerçek zamanlı uluslararası havaleler sağlıyor. Standard Chartered (İngiltere) ve BBVA gibi büyük bankalar da RippleNet’e katılarak küresel transferlerinde Ripple teknolojisini benimsedi. Toplamda RippleNet, BBVA, Santander, Citi gibi 300’ün üzerinde finans kuruluşunu içeren bir ağa dönüşmüştür.
- Havale ve ödeme şirketleri: MoneyGram’ın yanı sıra MercuryFX (İngiltere) ve IDT (telekomünikasyon) gibi şirketler de XRP’yi köprü para birimi olarak denedi. Ancak SEC davası sebebiyle 2021’de bu iş birlikleri geçici olarak askıya alındı. Diğer yandan, Japon SBI Holdings’in iştiraki SBI Remit, Filipinler ve diğer Asya ülkelerine XRP üzerinden ucuz havale hizmeti sunuyor; Ripple’ı köprü para birimi olarak kullanarak ön finansman maliyetlerini düşürdüklerini açıkladılar.
- Diğer uygulamalar: Euro Exim Bank ve Cuallix gibi kuruluşlar da XRP’yi ABD–Meksika ve global transferlerde likidite kaynağı olarak kullanıyor. Kripto cüzdan ve platform sağlayıcıları (örneğin Uphold) ise kullanıcılarına uygun fiyatlı uluslararası transferlerde XRP’yi aracı para birimi olarak entegre etmiş durumda.
Görüldüğü üzere, Ripple şirketi kurumsal ödemeleri hızlandıran çözümler sunarken, XRP de bu ağda likidite sağlama rolü üstlenir. RippleNet’in sunduğu avantajlar, geleneksel SWIFT modeline göre daha az ara banka, daha hızlı sonuç ve düşük maliyet anlamına gelir.