Bitcoin’e yönelik agresif yatırımlarıyla tanınan ve dünyanın en büyük halka açık Bitcoin hazinesine sahip olan Strategy’nin kurucusu Michael Saylor şimdi de “Stretch” adını verdiği yeni bir finansman modeliyle piyasaya yön vermeye hazırlanıyor. Saylor’un hedefi oldukça büyük. Amaç Bitcoin’e dayalı bir kredi modeli oluşturarak 100 milyar doları aşkın sermaye çekmek. Bu yeni sistem geleneksel tahvil ve hisse senedi satışlarının ötesine geçerek kalıcı ve yüksek getirili tercihli hisse senetlerini devreye sokuyor.
“Stretch” modeli: yatırımcılara temettü, şirkete esneklik
Bloomberg‘in 15 Ağutos 2025 tarihli haberine göre Saylor’un “Stretch” adını verdiği model olgunlaşma tarihi olmayan ve temettü ödemelerini erteleyebilen kalıcı tercihli hisse senetlerine dayanıyor. Bu yapılar sabit getirili borçlanma araçları veya klasik ortaklık hisseleri gibi işlem görmüyor. Temettü oranları değişken ve oy hakkı bulunmuyor yani yatırımcılara kontrol değil getiri sunuluyor.

Bu sistemin avantajı ise şirketin finansman sağlarken temettü ödemelerini zamanlamada serbestliğe sahip olması. Yatırımcılar açısından ise bu durum bir belirsizlik kaynağı olabilir. Ancak Saylor özellikle bireysel yatırımcılar için erişilebilir bir yapı sunarak geleneksel sermaye piyasalarında daha çok kurumsalların hakim olduğu bu alana yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyor.
Strategy 2025 yılına kadar dönüştürülebilir tahvilleri azaltarak hisse satışlarını da minimuma indirmeyi, esas finansmanı ise bu kalıcı tercihli hisse senetleri aracılığıyla sağlamayı hedefliyor. Şirket yılın ilk yarısında dört ayrı turda yaklaşık 6 milyar dolar topladı. Son yapılan 25 milyar dolarlık fonlama ise kripto para alanında yılın en büyüklerinden biri olarak öne çıkıyor.
100 milyar dolarlık fon hayali
Saylor’un “BTC Credit Model” adını verdiği sistem Bitcoin’i pasif değil aktif bir gelir kaynağı haline getirmeyi hedefliyor. Saylor’a göre bu modelin doğru şekilde sunulması halinde 100 milyar doları hatta 200 milyar doları bulacak düzeyde yatırımcı ilgisi oluşabilir. Bu dev hedefin temelinde ise Bitcoin’in değer koruma özelliği ve arzının sınırlı olması yatıyor.
Ancak analistler bu sistemin sürdürülebilirliği konusunda ikiye bölünmüş durumda. Kalıcı tercihli hisseler genellikle yüzde 8 ila yüzde 10 arasında yüksek temettü getirisi sunuyor. Fakat Bitcoin’in kendisinin nakit akışı üretmemesi temettü ödemelerinin zamanla zorlaşabileceği anlamına geliyor. Özellikle piyasa düşüşe geçtiğinde bu yüksek temettü yükü şirket üzerinde baskı yaratabilir.
Banka of America’dan Michael Youngworth’a göre Saylor’un bireysel yatırımcıyı hedefleyen yaklaşımı oldukça sıra dışı. Öte yandan bazı eleştirmenler özellikle short pozisyonlarıyla tanınan Jim Chanos gibi isimler bu modelin kurumsal yatırımcılar için çılgınlık olduğunu savunuyor. Chanos bu hisselerin temettülerinin zorunlu olmaması ve yatırımcının kontrol hakkına sahip olmaması gibi nedenlerle riskli olduğunu belirtiyor.