Sizlere şu meşhur stablecoin olayını anlatmam lazım. Çünkü sadece kripto para alanı değil bildiğin geleneksel finans ve teknoloji devlerini de tamamen bu olaya odaklanmış durumda. Son bombanın adresi bu kez Hong Kong. 1 Ağustos’ta yeni bir Stablecoin Yönetmeliği başlıyor ve ortalık resmen savaş alanına dönmüş. Herkes lisans kapmak için birbirini yiyor. Piyasanın geleceği yeniden şekilleniyor. Tabii bu arada dünyayı değiştirecek diyen abartılı tiplerle, bir dakika, o iş öyle değil diyen gerçekçi analistler de fena kapışıyor.
Stablecoin’ler için lisans başvuruları alınmaya başlayacak
Weixin trafından 7 Temmuz 2025 tarihinde web sayfasında belirtildiğine göre Hong Kong’un finansal düzenleme kurumu yakında lisans başvurularını almaya başlayacak. Başvuranlara bir baksana: Çinli devler, internet şirketleri, liste uzayıp gidiyor. JD, Standard Chartered, Yuan Coin gibi baba isimlerin yanı sıra başvuru hazırlığı yapanların sayısı 40’ı geçmiş durumda.

Sektörden gelen duyumlara göre, başvuruların çoğu çoktan danışmanlık falan almaya başlamış bile. Ama işin ilginç yanı, verilecek lisans sayısının şimdilik tek haneli, yani 10’dan az olması bekleniyormuş. Anlayacağın, küçük ve orta ölçekli şirketlerin şansı neredeyse sıfır deniyor.
Talep çok büyük
Hong Kong’da stablecoin lisansı için talep o kadar büyük ki. JD Coin Chain, Yuan Coin, Standard Chartered’ın başını çektiği konsorsiyum, Ant Financial gibi devler hem hazırlıkta hem de kamuoyunda bir adım önde görünüyor. Kripto para saklama şirketi Cobo’dan Alex Zuo diye bir yönetici, başvuranların sayısının 40’ı aştığını ve çoğunun da bu dev finans ve internet kurumları olduğunu söylüyor.
İşin içine tedarik zinciriyle bağlantılı bazı büyük Çinli şirketlerin bile girdiği ve sırf bu iş için harıl harıl Blockchain uzmanlarını işe aldığı konuşuluyor. Tabii bir de işin komik tarafı var. Sırf hisselerini şişirmek ve dikkat çekmek için biz de stablecoin işine girdik diye duyuru yapan küçük şirketler de türemiş. Ama bunların pratikte lisans alıp bir ürün ortaya koyması falan hayal gibi duruyor.
Teknolojiyle finans kesişiyor
Stablecoin işi teknolojiyle finansın tam kesişim noktasında olduğu için geleneksel Web2 ödeme şirketleriyle bizim bildiğimiz Web3 kripto dünyası arasında dağlar kadar fark var. Uzmanlar diyor ki, bu iki disiplini, düzenlemeleri ve teknik altyapıyı bir arada yönetemeyen şirketlerin ayakta kalması çok zor.
Özellikle zincir soyutlama gibi yeni teknolojiler olmadan geleneksel kurumların stablecoin transferi yapması halen çok meşakkatli bir iş. Bir de sınır ötesi ödemelerde devrim yaratacak deniyor ya, o konu da biraz tartışmalı. Uzmanlar düşük işlem ücreti ve hız gibi görünen avantajların arkasında regülasyon, kur farkı, gas ücreti, kimlik doğrulama (KYC/AML) süreçleri derken toplamda %1’e yaklaşan gizli maliyetler olduğunu söylüyor.
Gerçeklerle söylemleri ayırt etmek gerekiyor
Son zamanlarda ortalıkta stablecoin’ler uluslararası para sistemini kökten değiştirecek, fiat para düzenini yıkacak gibi abartılı laflar dönüyor. Ama hem sahadaki gerçekler hem de araştırmacıların analizleri bu görüşlerin çoğunun aşırı iyimser olduğunu gösteriyor. Aslında stablecoin’ler, bildiğimiz egemen para birimlerinin işlevlerinin zincir üzerindeki bir uzantısından başka bir şey değil. Hatta Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) bile raporlarında stablecoin’lerin halen esneklik ve bütünlük gibi konularda sıkıntı yaşadığını bu yüzden de yeni para sisteminin temeli olmaktan çok uzak olduklarını söylüyor.
Yine de hakkını yemeyelim. Bu teknolojinin yasal paraların daha verimli kullanılmasına, sınır ötesi ticarete ve bölgesel iş birliklerine önemli katkılar sunacağı kesin. Konuşulan o ki, Çin de offshore RMB (Çin yuanı) stablecoin’i için önce Hong Kong’u bir test alanı olarak kullanacak. Uzun vadede ise dijital RMB ile birlikte burayı uluslararası bir finans merkezi yapma vizyonunu destekleyecek.