Ethereum madenciliği nedir?
Ethereum madenciliği, 2022'de gerçekleşen "The Merge" güncellemesine kadar PoW algoritmasıyla işlem doğrulama, blok üretimi ve ağ güvenliği sağlıyordu. Bu süreç artık yerini, enerji tasarruflu ve sermaye katkısına dayalı bir model olan Ethereum staking’e bıraktı. Staking mekanizmasında kullanıcılar, ellerindeki ETH'yi kilitleyerek doğrulayıcı olabilir ve ağ güvenliğine katkı sunarken ödül kazanabilir. PoW dönemindeki klasik madencilik sona ermiş olsa da Ethereum, artık daha çevreci ve erişilebilir bir yapı sunmaktadır.

Yayınlanma: 09-05-2025 20:23
Ethereum madenciliği, Bitcoin gibi Proof of Work (PoW) algoritmasına dayalı çalıştığı dönem boyunca madencilerin işlem gücüyle blok üretmesini ve bu süreç karşılığında ödüllendirilmesini sağladı. Ancak bu süreç, Vitalik Buterin’in de vizyonuyla uyumlu olarak terk edilmek istenen önemli bir problem olarak yorumlanıyordu. Ethereum’un akıllı sözleşmelere güç sağlayan yapısını PoW ile sürdürmenin zorluğundan yakınan geliştiriciler, Proof of Stake adı verilen “hisse kanıtı” sistemine geçiş için uzun bir çalışma yaptıktan sonra geçişlerini tamamladılar. Ethereum, 15 Eylül 2022’den bu yana PoS mekanizmasıyla çalışmaktadır.
Rehber İçeriği
Ethereum madenciliği nedir?
Ethereum madenciliği, ağ üzerinde yapılan işlemlerin doğrulanması ve yeni blokların oluşturulması sürecine verilen isimdir. Bu süreçte madenciler, karmaşık kriptografik problemleri çözen özel donanımlar aracılığıyla Ethereum ağına katkıda bulunurlar. İşlem başarıyla gerçekleştirildiğinde, madenci blok ödülü olarak belirli miktarda ETH kazanır. Bu mekanizma, Ethereum ağına güvenlik sağlar ve işlemlerin manipüle edilemez şekilde kayıt altına alınmasını mümkün kılar. Bu açıdan bakıldığında Bitcoin veya diğer iş kanıtına dayalı madencilik mekanizmalarından hiçbir farkı yoktur.
Ancak bu yapı, 15 Eylül 2022’de gerçekleşen “The Merge” güncellemesiyle birlikte tamamen değişti. Ethereum, Proof of Work algoritmasından Proof of Stake (PoS) sistemine geçiş yaptı. Bu değişimle birlikte klasik madencilik sona erdi. Artık madencilik yerine “staking” adı verilen farklı bir doğrulama yöntemi kullanılmaktadır.
Ethereum madenciliği ne işe yarar?
Ethereum’un Proof of Work (PoW) algoritmasıyla çalıştığı dönemde, madencilik her PoW mekanizmasında olduğu gibi ağı ayakta tutan ve tüm işlem sürecinin güvenliğini sağlayan temel unsurdu. Ethereum madencileri, özel donanımları sayesinde ağın sürdürülebilirliğine katkı sunarken aynı zamanda bu sistemden gelir de elde ediyordu. Madencilik yalnızca blok üretmekle kalmıyor, aynı zamanda Ethereum’un merkeziyetsiz yapısını koruyan bir güvenlik katmanı işlevi görüyordu.
The Merge güncellemesiyle PoW’dan Proof of Stake (PoS) sistemine geçilmesi, bu işlevlerin çoğunun artık staking doğrulayıcıları tarafından gerçekleştirilmesini sağladı. Ancak Ethereum madenciliğinin PoW döneminde üstlendiği başlıca görevleri şöyle özetleyebiliriz:
- İşlem doğrulama:
Her yeni işlem, blok zincire eklenmeden önce madenciler tarafından doğrulanıyordu. Bu süreçte karmaşık matematiksel işlemler çözülerek işlemin geçerliliği kanıtlanıyordu.
- Blok üretimi:
Yaklaşık her 12 ila 14 saniyede bir yeni blok oluşturuluyor ve bu bloğu başarıyla çıkaran madenci, ağdan ödül olarak belirli miktarda ETH alıyordu.
- Ağ güvenliği:
Madencilikte gerekli olan yüksek işlem gücü sayesinde, ağı ele geçirmek için %51’lik bir hash gücüne sahip olmak gerekiyordu. Bu durum, kötü niyetli saldırılara karşı güçlü bir savunma mekanizması oluşturuyordu.
- Token dağıtımı:
Yeni ETH üretimi yalnızca madencilikle yapılabildiği için, bu süreç Ethereum’un dolaşımdaki arzının da temelini oluşturuyordu. Her yeni blok, hem işlemleri hem de token ihraç sürecini içeriyordu.
- Merkeziyetsizliği sağlama:
Madencilik süreci, tüm dünyaya yayılmış bağımsız katılımcılarla yürütüldüğünden, Ethereum ağı merkezi kontrol riskine karşı daha dirençliydi.
- Ekonomik teşvik mekanizması:
Madenciler hem blok ödülleri hem de işlem ücretleri (gas fee) ile teşvik edilerek ağa daha fazla kaynak ayırmaları sağlanıyordu. Bu da ağın performansını ve işlem güvenliğini doğrudan etkiliyordu.
Bugün bu fonksiyonlar, PoS sistemiyle stake edilen ETH’ler ve doğrulayıcı düğümler aracılığıyla yerine getiriliyor. Enerji verimliliği artmış olsa da, madenciliğin sunduğu fiziksel katkı yerini artık sermaye katkısına bırakmış durumda. PoW sisteminin tamamen sona ermesiyle birlikte, Ethereum ağı farklı bir yapıya evrildi ancak eski madencilik sürecinin teknik ve ekonomik katkıları hâlâ önemini koruyan bir referans noktası olarak görülüyor.
Ethereum Staking ile sağlanan Proof of Stake nedir?
Ethereum ağı, 15 Eylül 2022 tarihinde gerçekleşen “The Merge” güncellemesiyle birlikte madencilik tabanlı Proof of Work (PoW) modelini terk ederek, Proof of Stake (PoS) algoritmasına geçti. Bu geçiş, Ethereum’un enerji tüketimini %99’dan fazla azaltırken aynı zamanda yeni bir ekonomik katılım modeli olan staking sürecini ağın merkezine yerleştirdi.
Ethereum staking, kullanıcıların ellerinde tuttukları ETH’yi belirli bir süreliğine kilitleyerek (stake ederek) ağın güvenliğine katkıda bulunmaları sürecine verilen isimdir. Bu süreçte kullanıcılar “doğrulayıcı” (validator) olarak seçilebilir ve işlem onaylama ile blok üretme gibi görevleri üstlenir. Doğrulayıcılar, ağ kurallarına uygun şekilde çalıştıklarında ödül kazanır; kuralları ihlal ettiklerinde ise stake ettikleri ETH’nin bir kısmı cezalandırılır (slashing).
Ethereum staking süreci
- Minimum gerekli ETH: Bireysel doğrulayıcı olmak için 32 ETH stake edilmesi gerekir. Daha düşük miktarlara sahip kullanıcılar için staking havuzları mevcuttur (örneğin: Lido, Rocket Pool). Ancak ana ağda 32 ETH’lik alt sınır birçok kullanıcının staking havuzuna çeşitli havuzlar kullanarak katılmasına yani doğrudan katılamamasına neden olmaktadır.
- Getiri oranı: Yıllık staking getirisi ortalama %3 ila %5 arasındadır ve bu oran ağdaki toplam stake miktarına göre değişebilir.
- Merkeziyetsizlik ve erişim: Staking, özel donanım gerektirmediği için PoW’a göre çok daha fazla kullanıcının ağa katılmasını mümkün kılmak üzere tasarlanmıştır. Ancak 32 ETH’lik alt sınır ve aracı olan havuzlarla katılım gibi unsurlar sık sık eleştirilmektedir.
- Enerji verimliliği: Donanım gücü yerine sermaye katkısına dayandığı için enerji tüketimi ciddi oranda azalır. Bu da Ethereum’u çevre dostu bir blokzincir haline getirir. Geliştiricilere göre PoW’den PoS’e geçiş enerji tüketimini %99 oranında azalttı.
Staking ve madencilik arasındaki farklar
Staking, Ethereum madenciliğinden farklı olarak donanım yarışı yerine sermaye bazlı bir rekabete dayanır. İşlem onaylama ve blok üretimi görevleri artık özel cihazlara değil, stake edilen ETH miktarına göre dağıtılır. Bu da teknik engelleri azaltır ve daha demokratik bir katılım sağlar.
Ethereum staking mekanizması, yalnızca blok üretimi için değil, aynı zamanda ağ yönetişimi açısından da önem taşır. Doğrulayıcılar, ağ protokolünde yapılacak değişiklikler için oy kullanabilirler. Geliştiriciler bu modeli daha erişilebilir kılmak için yeni çözümler üretmeye devam etmektedir. Zamanla staking, bireysel yatırımcılar için yalnızca bir getiri aracı değil, aynı zamanda Ethereum ekosistemine aktif katkı sunma biçimi haline gelmiştir.
Ethereum madenciliği kârlı mıdır?
PoW döneminde Ethereum madenciliği, özellikle 2020–2021 boğa piyasası sırasında yüksek kazançlar sağladı. Ancak madenciliğin karlılığı birçok faktöre bağlıydı:
- Donanım (GPU) maliyeti ve verimliliği
- Elektrik tüketimi ve yerel enerji fiyatları
- Ethereum’un piyasa değeri
- Zorluk seviyesi ve ağ hash rate’i
Günümüzde, Ethereum madenciliğinin PoS’a geçmesiyle birlikte klasik anlamda madencilik son buldu. Bu nedenle Ethereum madenciliği artık yapılmıyor ve yeni yatırımcılar için kârlı bir alan olmaktan çıktı. Ancak geçmişte kurulan madencilik altyapıları, alternatif PoW coin’lerine yönlendirilerek faaliyetlerine devam edebiliyor (örneğin: Ethereum Classic – ETC, Ravencoin – RVN gibi).
PoS sisteminde yıllık getiri miktarına bağlı olarak stake edilen ETH’lerin da ortalama kâr oranı belli olduğu için alternatif bir yatırım aracı olarak kullanıldığı da bilinmektedir.