Kripto dünyasında yeterince zaman geçirdiyseniz teknolojinin nasıl evrildiğini ilk elden görmüşsünüzdür. Önce Bitcoin ile dijital para kavramını öğrendik. Sonra Ethereum geldi ve akıllı sözleşmelerle bu paranın üzerine programlanabilir bir dünya inşa edilebileceğini gösterdi. Uzun bir süredir acaba yeni adım ne olabilir diye kendi kendime soruyordum. Sanırım o adımın ne olduğunu bulmaya başladık ve adı da EigenLayer.
EigenLayer yeni adımı duyurdu
Benim için EigenLayer’ı özel kılan şey “restaking” yani yeniden stake etme adını verdikleri dahice bir fikir. En basit haliyle şöyle anlatayım. Ethereum ağını güvende tutmak için kilitlediğiniz yani stake ettiğiniz ETH’lerinizi, aynı anda başka küçük projeleri de güvence altına almak için kullanabilmek… Sanki eviniz için verdiğiniz güvenlik depozitosunu, aynı zamanda sitenin ortak havuzunun temiz kalacağını garanti etmek için de kullanmak gibi. Hem verimli hem de mantıklı.
İşte tam bu fikrin üzerine inşa edilen ve beni son günlerde yerimde duramaz hale getiren yeni bir platform duyuruldu: EigenCloud. 17 Haziran’daki duyuruyu ilk okuduğumda, bunun sadece bir güncelleme olmadığını adeta yeni bir çağın kapısını araladığını hissettim. EigenCloud, geliştiricilere sadece Blockchain üzerinde değil, Blockchain dışında olan olayları bile kriptografik olarak kanıtlayabilme gücü veriyor.
Bir an durup bunun ne demek olduğunu düşündüm. Hamle internetin güven modelini temelden değiştirmek demek. Artık bir uygulamanın doğru çalışıp çalışmadığını anlamak için Amazon’a, Google’a ya da herhangi bir merkezi şirkete “inanmak” zorunda kalmayabiliriz. Güvenin kendisi, kodun içine yerleştirilmiş olacak.
a16z büyük yatırım yaptı
Anlaşılan o ki bu heyecanı yaşayan tek kişi ben değilim. Kripto para dünyasının en büyük ve en saygın yatırımcılarından biri olan a16z crypto projeye olan inancını göstermek için masaya tam 70 milyon dolar koyup doğrudan EIGEN token satın almış! Yatırım piyasada duyduğunuz sıradan bir yatırım haberi değil. Atılan adım “biz bu teknolojinin geleceğin internetini inşa edeceğine inanıyoruz ve bunun bir parçası olmak için bekleyemeyiz” demenin en güçlü yolu. Zaten daha önce de 100 milyon dolarlık yatırım yapmışlardı. Bu yeni adım, adeta bir sadakat yemini gibi.
EigenCloud’u bir tür “kripto tabanlı bulut hizmeti” olarak düşünüyorum. İçinde üç ana parça var: Veri işlemleri için süper hızlı bir otoban (EigenDA), karmaşık hesaplamaları yapacak bir beyin (EigenCompute) ve her şeyin doğru yapıldığından emin olacak bir hakem (EigenVerify). Bu, geliştiricilerin artık merkezi sunuculara bağımlı kalmadan, tamamen doğrulanabilir ve hesap verebilir uygulamalar yaratabileceği anlamına geliyor.
Projenin risk analizi
Bir kripto para içerik yazarı olarak hemen beynimin “risk analizi” yapan kısmı devreye giriyor. Bu sistemde hatalı davrananları cezalandırma mekanizması olan “slashing” henüz tüm hizmetler için zorunlu değil. Bu durum, sistemin güvenliği konusunda aklımda bir soru işareti bırakıyor. Ama daha yolun çok başı. Ekibin yol haritasına baktığımda bu tür sorunları çözmek için çalıştıklarını görmek içimi rahatlatıyor
Eigen Labs’in CEO’su Sreeram Kannan’ın bir sözü beni çok etkiledi. Diyor ki, “Amacımız, Blockchain’i geleneksel uygulama geliştirme dünyasına taşımak.” İşte anahtar kelime bana göre bu. Yıllardır kriptonun o karmaşık teknik duvarlarını aşıp gerçek dünyadaki geliştiricilere ulaşmasını bekliyorduk. Belki de o köprüyü kuracak olan teknoloji budur.
Şu an platform sadece sınırlı sayıda geliştiriciye açık ama 2025 sonuna doğru daha geniş kitlelere ulaşması planlanıyor. Kısacası şu an bir devrimin şafak vaktini izliyor gibiyiz. Gözümüzü dört açıp izlememiz gereken, belki de yıllar sonra “Ben bunun ilk duyurulduğu günleri bilirim” diyeceğimiz bir gelişme bu. Heyecanlıyım, çünkü bu sadece bir token fiyatından ibaret değil. Atılan adım bana göre internetin yeni yapı taşlarının döşenmesi demek.