Kripto para piyasasının ufkuna baktığımda makroekonomik göstergelerin her zamankinden daha parlak birer kutup yıldızı gibi durduğunu görüyorum. Bunu neye dayanarak söylüyorum? Cryptoquant’ın 15 Haziran 2025 tarihinde yayımlamış olduğu rapora binaen tabii. Dolar endeksi (DXY) ve ABD Hazine tahvili getirileri artık yalnızca geleneksel yatırımcıların değil biz kripto para yolcularının da seyrini belirleyen önemli birer işaret haline geldi. Normal şartlarda bu göstergelerin yükselişi riskli varlıkların sularından bir çekilmeyi haber verirken, Bitcoin’in bu kökleşmiş ezberi bozduğuna tanıklık ediyoruz. Tahvil faizleri tarihi zirveleri yoklarken Bitcoin fiyatı bu akıntıya karşı yüzerek yükselmeye devam ediyor.
DXY ve tahvillerin riskli varlıkları sarstığı o bilindik hikaye
Ekonominin yazılı kurallarına göre hem ABD Dolar Endeksi’nin hem de tahvil faizlerinin aynı anda yükseldiği dönemler sermayenin daha korunaklı limanlara sığındığı zamanlardır. BTC gibi tabiatı gereği daha fazla risk taşıyan varlıkların da bu tür fırtınalı havalarda genellikle değer kaybettiğini biliyoruz. 5, 10 ve 30 yıllık ABD tahvili getirileriyle birlikte DXY yükselişe geçtiğinde geçmişte tanık olduğum ayı piyasalarının birçoğunda benzer senaryoların tekrar ettiğini hatırlıyorum.
Geldiğimiz aşamada bu tablonun her zaman bu kadar net olmadığını da söylemem gerekiyor. DXY ve tahvil getirilerindeki bir zayıflama yatırımcıları yeniden riskli sulara çeken bir davettir. ABD Merkez Bankası’nın faiz indirimi beklentisi veya genişlemeci para politikaları, bu iştahı kabartan bir rüzgar estirir. İşte bu dönemlerde kripto para piyasasının adeta yeniden canlandığını Bitcoin’in liderliğinde coşkulu bir ralli yaşandığını defalarca gözlemledim.
Bitcoin ve tahviller arasındaki o eski bağ zayıflıyor
Son döngüde alıştığımız bu tablodan keskin bir kopuşa neredeyse bir ayrışmaya şahit oluyorum. Grafiği baktığımda ABD tahvilleri tarihin en yüksek getiri seviyelerine ulaşmasına rağmen Bitcoin fiyatının durmaksızın yükseldiğini görüyorum. Üstelik bu yükseliş DXY’deki zayıflıkla daha da hız kazanmış. Sanki geleneksel makroekonomik bağlar çözülmüş, bilindik denklemler geçerliliğini yitirmiş gibi bir manzara var karşımda.
Bu sapmanın kökenine indiğimde Cryptoquant’ın da işaret ettiği gibi, Bitcoin’in bir kimlik dönüşümü geçirdiğine ben de katılıyorum. BTC’yi artık sadece bir teknoloji yatırımı olarak görmeyelim. BTC aynı zamanda bir değer saklama aracı olarak da görülmeye başlanıyor. Kurumsal yatırımcıların nazarında altının yanına konulan ona alternatif bir sığınak olarak konumlanıyor. Bu yeni kimlik, Bitcoin’in geleneksel ekonomik stres zamanlarında bile sarsılmaz bir direnç göstermesini sağlıyor.