ABD Merkez Bankası (Fed), bankalar üzerindeki denetim süreçlerinde artık “itibar riski” kriterini dikkate almayacağını açıkladı. Bu karar, kripto para sektöründe yıllardır tartışılan ve “Operation Chokepoint 2.0” olarak adlandırılan bankacılık dışlamalarının sona ermesi yönünde önemli bir adım olarak görülüyor. Kripto dostu politikalarıyla bilinen Senatör Cynthia Lummis, bu değişikliği Bitcoin ve dijital varlık şirketleri adına bir zafer olarak değerlendirdi.
Fed, denetim kılavuzlarında yer alan itibar riski ifadelerinin kaldırılarak yerine finansal risk odaklı açıklamaların getirileceğini duyurdu. Aynı zamanda, denetçilerin bu yeni çerçevede eğitim alacağı ve uygulamanın Fed’in gözetimindeki tüm bankalarda tutarlı şekilde hayata geçirileceği belirtildi. Ancak bankaların kendi iç risk yönetimi politikalarında itibar riskini değerlendirmeye devam etmelerine izin verilecek.
Amerikan Bankacılar Birliği Başkanı Rob Nichols da kararı memnuniyetle karşılarken, bunun gözetim süreçlerinde daha fazla şeffaflık ve öngörülebilirlik sağlayacağını belirtti. Eleştirmenler ise itibar riskinin tamamen göz ardı edilmesinin, çevresel ve toplumsal faktörler gibi finans dışı konularda dikkatsizlik yaratabileceği uyarısında bulundu.
Fed’in bu kararı, ABD’de kripto sektörü üzerindeki düzenleyici baskıların yumuşadığı bir döneme denk geliyor. Son aylarda FDIC ve OCC gibi diğer kurumlar da bankaların kriptoyla doğrudan ya da üçüncü taraf aracılığıyla işlem yapabileceğini açıklayarak, sektöre daha esnek bir alan tanımıştı. Bu gelişmeler, ABD’de dijital varlıklarla geleneksel finans arasındaki çizginin yeniden çizilmeye başlandığını gösteriyor.
Senatör Cynthia Lummis’in Şubat ayında Fed’in agresif itibar riski politikalarını ifşa etmesiyle başlayan kamu baskısı, kararın alınmasında belirleyici oldu. Lummis, bu politikaların Amerikan Bitcoin ve dijital varlık girişimlerine sistematik olarak zarar verdiğini savunmuş ve konuya dair düzenleyici reform çağrısında bulunmuştu. Son kararı “önemli bir kazanım” olarak değerlendiren Lummis, yine de dijital varlıklar üzerindeki kurumsal ayrımcılığın tamamen son bulması için daha fazla çaba gerektiğini vurguladı.